insan gelişimi (biyoloji) ne demek?

İnsan vücudunun gelişimi, döllenmeden olgunluğa kadar olan büyüme sürecidir. Süreç, bir dişinin yumurtalığından salınan bir yumurtanın, bir erkekten gelen bir sperm hücresinin döllemesi ile başlar. Ortaya çıkan zigot, mitoz ve hücre farklılaşması yoluyla gelişir ve ortaya çıkan embriyo daha sonra rahim içinde implante olur. Doğumdan sonra büyüme ve gelişme devam eder ve genetik, hormonal, çevresel ve diğer faktörlerden etkilenerek hem fiziksel hem de psikolojik bir gelişme gözlenir. Bu, yaşam boyunca devam eder: çocuklukta ve ergenlikten yetişkinliğe.1

Doğumdan önce

Doğum öncesi gelişim, gebelik sırasında bir zigotun daha sonra bir embriyonun ve ardından bir fetüsün geliştiği süreçtir. Doğum öncesi gelişim, döllenme ve zigot oluşumu ile başlar; embriyonik gelişimin ilk aşamasıdır ve doğuma kadar devam eder.

Döllenme

Döllenme, sperm yumurta zarına başarılı bir şekilde girdiğinde gerçekleşir. Spermin kromozomları, benzersiz bir genom oluşturmak için yumurtaya geçirilir. Yumurta bir zigot haline gelir ve embriyonik gelişimin germinal aşaması başlar. Germinal aşama, döllenmeden erken embriyonun gelişimine ve implantasyona kadar geçen süreyi ifade eder. Germinal evre, gebeliğin yaklaşık 10. gününde sona erer.2

Embriyonik gelişimin dört aşaması vardır: morula aşaması, blastula aşaması, gastrula aşaması ve neurula aşaması. İmplantasyondan önce embriyo, zona pellucida adı verilen bir protein kabuğunda kalır ve bölünme adı verilen bir dizi hızlı mitotik hücre bölünmesinden geçer.3 Döllenmeden bir hafta sonra embriyo hala büyümemiştir, ancak zona pellucidadan çıkar ve annenin rahmine yapışır. İnsanlarda embriyo, doğum öncesi gelişimin sonraki aşamalarında fetüs olarak adlandırılır. Embriyodan fetüse geçiş, döllenmeden 8 hafta sonra meydana gelir. Embriyo ile karşılaştırıldığında, fetüs daha tanınabilir dış özelliklere ve giderek gelişen bir dizi iç organa sahiptir.

Doğumdan sonra

Bebeklik ve çocukluk

Çocukluk, doğumdan ergenliğe kadar uzanan yaş aralığıdır.4 Çeşitli çocukluk faktörleri bir kişinin davranışlarını etkileyebilir. 5 Tanner aşamaları, bir çocuğun yaşını fiziksel gelişime dayalı olarak yaklaşık olarak değerlendirmek için kullanılabilir.

Ergenlik

Ergenlik, bir çocuğun vücudunun olgunlaşarak cinsel üreme yeteneğine sahip yetişkin bir vücuda dönüştüğü fiziksel ve psikolojik değişiklikler sürecidir. Beyinden gonadlara (kızlarda yumurtalıklara, bir erkekte ise testislere) giden hormonal sinyallerle başlatılır. Sinyallere yanıt olarak gonadlar; beynin, kemiklerin, kasların, kanın, cildin, saçın, göğüslerin ve cinsel organların büyümesini, işlevini ve dönüşümünü uyaran hormonlar üretir. Fiziksel büyüme (boy ve kilo) ergenliğin ilk dönemlerinde hızlanır. Bu dönemde mitoz bölünme de yüksek hızdadır. Ortalama olarak, kızlar 10-11 yaşlarında ergenliğe başlar ve 15-17 yaşlarında ergenliğe son verir; erkekler 11-12 yaşlarında başlar ve 16-17 yaşlarında biter.678910 Kızlar için ergenliğin erişme noktası menarş, yani ortalama olarak 12-13 yaşları arasında ilk kez meydana gelen menstrüasyonun başlangıcıdır.11121314 Erkeklerde ise ortalama 13 yaşında gerçekleşen ilk boşalmadır.15 21. yüzyılda çocukların, özellikle kızların ergenliğe erişme yaşı, 19. yüzyıla göre daha düşüktür.16 Bu, hızlı vücut büyümesi, artan ağırlık ve yağ birikimi ile sonuçlanan gelişmiş beslenme17 veya zaman zaman gıda tüketimine veya diğer çevresel faktörlere bağlı olabilen ksenoöstrojenler gibi endokrin bozuculara maruz kalma dahil olmak üzere herhangi bir sayıda faktöre bağlı olabilir.1819 Normalden daha erken başlayan ergenliğe erken ergenlik, normalden daha geç başlayan ergenliğe ise gecikmiş ergenlik denir.

Kaynakça

Orijinal kaynak: insan gelişimi (biyoloji). Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Macmillan Dictionary for Students Macmillan, Pan Ltd. (1981), page 173. Retrieved 2010-7-15.

  2. "For girls, puberty begins around 10 or 11 years of age and ends around age 16. Boys enter puberty later than girls-usually around 12 years of age-and it lasts until around age 16 or 17."

  3. Marshall (1986), pp. 176–177

  4. (Tanner, 1990).

  5. (Jorgensen & Keiding 1991).

Kategoriler